. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

. . . MiToKondRi !

- Ortam Enerjik - Forum Enerjik - Biz Enerjik -
 
AnasayfaAnasayfa  portalportal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

rock ve anlatımı

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
~|~KaRaKuLe~|~

Kalfa
Kalfa
avatar

Erkek
Yaş : 33 Kayıt tarihi : 13/12/08 Mesaj Sayısı : 88 Yer : bursa

rock ve anlatımı Vide
MesajKonu: rock ve anlatımı rock ve anlatımı Icon_minitimePaz Ara. 14, 2008 8:53 am

Heavy Metal, rock müziğin daha sert ve agresif olan türüdür.

Distorsiyon
(Distortion) gitarlar brutal, çığlık vokaller (scream), hızlı ritimler içerir.

Bilinen en ünlü metal grupları içerisinde Metallica, Black Sabbath, Iron
Maiden, Helloween, Judas Priest, Manowar ve Slayer örnek gösterilebilir.

Müzik ile ilgili bu madde bir taslaktır. Maddenin içeriğini geliştirerek
Bana yardımda bulunabilirsiniz..


Heavy Metal ne zaman başladı? Buna
yanıt vermek oldukça zor. Bu konuda isim yapmış Rock yazarlarının çoğu ilk Heavy
Metal eserleri olarak Kinks grubunun "You Really Got Me" ve Who'nun "My
Generation" şarkılarını gösterirler. 1964'e denk düşen bu parçaları Modern Heavy
Metal parçaları ile karşılaştırdığımızda, nesine Metal dendiğini pek anlamasak
da uzmanlar öyle diyorlarsa bir bildikleri vardır. Müzik yaşantısını hala
sürdüren Alice Cooper (Gerçek adıyla Vincent Fournier), lise yıllarında kurduğu
grubu The Spiders ile ilk gerçek Heavy Metal'ci unvanını tartışmasız bir şekilde
alır. Gerçi Cooper'ın da günümüzdeki anlamıyla Metal yapmaya başlaması 1971
tarihli klasiği "Love It To Death" ile olur.

1966 ile birlikte sözsel ve
enstrümantel sertliğini yavaş yavaş artıran Rock, kökleri olan Rock n'Roll ve
Blues'dan biraz daha uç noktalara kaymış ve "Hard Rock" tabiri ilk defa
kullanılmaya başlanmıştır. 1965-1970 yılları arasında müziklerine Hard Rock
denilebilecek gruplar da doğmaya başlamıştır. Golden Earring, Cream, Jimi
Hendrix Experience, Led Zeppelin, Vanilla Fudge, Iron Butterfly, Steppenwolf,
Blue Cheer, MC5, Deep Purple, Grand Funk Railroad, Free, Uriah Heep, Mountain,
Humble Pie, Bloodrock, Black Widow, Cactus ve Black Sabbath bu türün öncüleri
arasındadır. Heavy Metal terimi ise ilk kez Steppenwolf'un ünlü parçası "Born To
Be Wild"da, motosiklet gürültüsünü tanımlayan "heavy metal thunder" tamlamasında
kullanılmıştır.

Cream ve Jimi Hendrix Experience, Heavy Metal'e ticari
anlamda hayat veren ilk gruplardır. "Sunshine Of Your Love" ve "White Room"daki
sert Eric Clapton gitarları ile Cream, yıllar sonra kurulacak Metal gruplarını
derinden etkilemiştir. Bir diğer efsanevi grup ise Heavy Metal'in en büyük
efsanesi Jimi Hendrix'in taşkın gitarını temel alan Jimi Hendrix Experience'dır.
"İnsanlar salamura gibi üstüste yığılmışlardı. Onları harekete geçirmek için
gürültülü müzik yapmaya karar verdim" diyen Hendrix bir bakıma Heavy Metal'in de
temel mesajını vermektedir. Iron Butterfly da 19 dakikalık unutulmaz klasiği
"Inna Gadda da Vida" ile daha sonraları bu tarz müziğin önemli unsurları olacak
uçup giden davul ve gitar sololarına ilk örnekleri vermiştir.

ABD'de Bad
Company ve UFO gibi gruplar patlama öncesi Heavy Metal'in temelini
oluştururlarken, asıl patlamayı gerçekleştirecek gruplar İngiltere'de kurulma
aşamasındadır. Deep Purple klasik müziğe de yakın tarzda ilk albümlerini
yayınlarken, daha depresif söylemiyle Led Zeppelin Hard Rock ile Heavy Metal
arasındaki ince çizgide durmaktadır. Ama bir grup vardır ki patlamanın tek
başına ateşleyicisi olacaktır: Black Sabbath. 70'lerin başında Hard Rock / Heavy
Metal tarzı müziğin kralları sayabileceğimiz bu üç İngiliz grubuna kısaca
değinmekte fayda var.

Deep Purple, Rock dünyasında o ana kadar
görülmemiş kompozisyonlar ve cesaret isteyen enstrümantel teknikler getirmiştir.
Bunda iyi bir klasik müzik dinleyicisi olan Jon Lord ile gerçek bir gitar ustası
olan Ritchie Blackmore'un payı büyüktür; tabii bir de muhteşem sesiyle Ian
Gillan'ın. Progressive Rock örnekleri sayabileceğimiz ilk üç albümünün ardından
bir de Londra Senfoni ile klasik müzik konseri veren ve bunu albüme döken grup,
biraz da Blackmore ve gruba yeni giren Gillan'ın baskıları ile daha sert müziğe
döner ve muhteşem "In Rock" 1970'de yayınlanır. Bunu izleyen "Fireball" ve
"Machine Head" gruba Hard Rock krallığını getirecektir. "In Rock"tan muhteşem
"Child In Time" ve "Machine Head"den unutulmaz "Smoke On The Water" gruba
tartışılmaz bir konum kazandırmıştır. "Fireball", "Highway Star" ve daha sonraki
eserlerinden "Burn" gibi enerjik parçaların yanında "Lazy", "Mistreated" gibi
depresif parçalar ile adlarını Rock tarihine yazdırmışlardır.

Led
Zeppelin'in müziği Purple'ınki ile karşılaştırıldığında biraz daha serttir. Onda
klasik müzik havası veren tuşlu çalgılar ve teknik isteyen ama sonu belli bir
tarzdaki gitar soloları yoktur. Zeppelin'in gitar soloları daha uçuktur ve
beklenmedik yönlere gider. Davul daha vurucudur, asla arka planda kalmaz. Sözler
daha sert ve daha tabu konularla ilgilidir. Önceleri, Eric Clapton ve Jeff Beck
gibi efsanevi gitaristler çıkaran Yardbirds'de çalan Jimmy Page ve solist Robert
Plant'in önderliğinde oluşturdukları tarz ile Heavy Metal'e satanik damgası
vurulmasına yol açacak ilk gruptur Led Zeppelin. Sonrasında grubun başarı için
ruhlarını şeytana sattığı, birçok şarkı sözlerinde gizli gizli şeytanı ve
satanizmi öven sözler olduğu söylenecektir. Biraz da bunun ve isimsiz ilk dört
albümün yarattığı gizemle grup hatırı sayılır bir kitleyi kendine bağlamıştır.


Reggae'den folka birçok değişik müzik tarzını Heavy Rock potasında
erittikleri müzikleriyle adlarının yanına "Tüm zamanların en çok bilinen Heavy
Metal grubu" unvanını da ekleyeceklerdir. Bunda hala bile ABD radyolarında en
çok istek alan parça olan "Stairway To Heaven"ın da etkisi büyüktür. Bunun
yanında "Whole Lotta Love", "Black Dog", "Dazed And Confused", "D'yer Mak'er"
gibi klasiklerini de unutmamak gerekir. Daha geç dönem eserleri arasında da
"Kashmir", "Achille's Last Stand" gibi uzun ve sağlam bestelerini saymak
gerekir.

Grubun "rock till you drop" tarzı konserleri ise saatler süren
ayinlere dönmektedir. Enerji ve adrenalin üst düzeydedir; bir de konser alanının
üstünü kaplayan marihuana dumanı. Sonradan birçok Metal konserinde görmeye
alışacağımız uzun gitar ve davul soloları ilk defa Zeppelin tarafından
gerçekleştirilmiştir. John Bonham'ın kendini kaptırdığı konserlerde bir saate
varan davul soloları attığı anlatılır efsanelerde! Ve Black Sabbath. 30 yıl
sonra dönüp bakıldığında ve günümüz şartlarına göre değerlendirildiğinde Deep
Purple ve Led Zeppelin'e ancak Hard Rock grubu denilebilecekken, Black Sabbath
tartışılmaz bir şekilde Heavy Metal'dir. Bu yüzden grubun Heavy Metal
tarihindeki yeri eşsizdir. Yoğun, karanlık, uğursuzluk kokan müzikleri ve adeta
çatırdayan gitarları ile yepyeni bir tarz getirirler Rock'a. Gitarist Tony Iommi
ve grup arkadaşları Ozzy Osbourne, Geezer Butler ve Bill Ward, iki klasik albüm
"Paranoid" ve "Master Of Reality" ile bunlarda yer alan klasikler "N.I.B.",
"Paranoid" ve "Children of the Grave" ile Heavy Metal'e yön çizerler. Metallica
ve Megadeth gibi yıllar sonra kurulacak gruplar müzikal yönelimlerini,
üyelerinin gençliklerinde dinledikleri Black Sabbath klasiklerinden
alacaklardır. Ciddi bir şekilde bakıldığında Black Sabbath öyle bir gruptur ki
katıksız saf Heavy Metal'in, yetmişlerin sonunda patlayacak Punk/Metal tarzının,
seksenlerin sonu doksanların başında Seattle'da patlayacak Grunge'ın, Kuzey
Avrupa ülkelerinde çıkış bulacak satanik söylemli Black Metal'in temelinde
durmaktadır.

Her ne kadar Satanizm'i Heavy Metal'e Led Zeppelin'in
soktuğu sanılmaktadır ki bu büyük bir yanılgıdır. Satanizm aslen Black Metal
tarafından kullanılır ve Norveçin tarihinden gelen birşeydir. Malesef yıllar
yılı sürecek Heavy Metal düşmanlığının temelleri de Sabbath'in özellikle de asi
solistleri Ozzy'nin kişiliğinde toplanan tepkiler ile atılır. Kendisi ilk albüm
zamanlarında satanik davranışlar sergilese de zaman ilerledikçe bu huyundan
uzaklaşmıştır.

Yetmişlerin ortalarında, yedi yeni grup sahneye çıkar ve
farklı yönlere doğru giderek bir Heavy Metal yelpazesi oluşumuna katkıda
bulunurlar. Judas Priest, bu tarz müzikte çift solo gitarist kullanan ilk grup
olur. Aerosmith blues'a geri dönüş ile birlikte seks ve uyuşturucuyu da getirir.
Thin Lizzy coşturucu ve eğlendirici bir tarzın öncüsüdür. "Bohemian Rhapsody"
gibi bir şaheserin yaratıcısı Queen ise daha seçkinci ve adına uygun bir şekilde
daha asildir. Kiss, Alice Cooper'ın makyajını ve sahnesini biraz daha ileriye
götürerek Glam Rock'ın temellerini atar. Blue Oyster Cult ise 60'ların basit söz
ve ritmlerini Heavy Metal'e katan gruptur. AC/DC'nin getirdiği ise Heavy
Metal'in temel taşlarından olacak saldırganlıktır.

Bu yıllarda ortaya
çıkmış olan birçok grup, birer Heavy Metal devi olarak yerlerini sağlama
alırken, Metal dışı olarak sınıflandırabileceğimiz bazı Rock grupları da bu
tarzdan etkilenerek müziklerine Heavy unsurları da katmışlardır. Bunların en
önde gelenleri olarak Physicodelic Rock tarzının öncüsü Pink Floyd'u, yine
Progressive Rock grupları Genesis, Jethro Tull, Yes ve King Crimson'ı
sayabiliriz. Hatta Jethro Tull, 80'lerde oldukça sert parçalar da yaparak Grammy
ödülleri kapsamında 1989'da ilk kez verilen Heavy Metal Grubu ödülünü de
kazanacaktır. Rush ve Marillion gibi daha geç dönem Progressive grupları da
Heavy Metal öğelerini sıkça kullanmışlardır. Ne yazık ki yetmişlerin sonlarıyla
birlikte Klasik Heavy Metal yıllarının da sonu gelmiştir. Aerosmith, Thin Lizzy
ve Black Sabbath, üyelerinin uyuşturucu sorunlarına yenik düşmüştür. Kiss, işi
ticarete dökerek ruhunu kaybetmiştir. Deep Purple eleman değişiklikleriyle kendi
kendini bitirirken, baterist John Bonham'ın ölümü Led Zeppelin efsanesinin de
sonu olmuştur. Judas Priest ve Queen, tarihlerinin en sönük eserlerini
vermişlerdir. Metal ölüm döşeğindedir. Yine de çok az sayıda grup bayrağı
taşımaya devam ederler. Okul çocuğu giyimli Angus Young'un değişik gitar tarzı
ve Bon Scott'ın cehennemi çığlıkları AC/DC'yi Metal'in yeni lideri konumuna
getirmiştir. Bununla birlikte ilk gitar kahramanlarından Ted Nugent'in adı sıkça
duyulmaya başlanmıştır. Deep Purple'dan ayrılan Ritchie Blackmore da daha özgür
ve sert takıldığı yeni grubu Rainbow'da tüm zamanların en iyi Metal
solistlerinden Ronnie James Dio ile çalışma şansı yakaladığı iki albüm ile
efsaneleşmiştir: "Rainbow Rising" ve "Long Live Rock n'Roll". Bu iki albüm aynı
zamanda Heavy Metal dünyasının, konusunu mitolojiden alan eski efsaneler ile ilk
tanışması olur. Dio, daha sonra kurduğu kendi grubunda bu epik tarza çok fazla
yer verecek, seksenlerin sonuyla hayat bulacak olan Power Metal de, Dio'nun
destanlardan, kutsal savaşlardan, şövalye ve kahramanlardan bahseden bu tarzını
temel alacaktır.

“80'lere gelindiğinde birçok rock müzik türü icra
halindeyken bir Heavy Metal patlaması yaşanır. Bence Heavy Metal müziğini
anlatan en iyi sözcük "kargaşa" dır. Bütün Heavy Metal gruplarının faaliyet
alanları farklıdır. Bu müzik türünün içinde komünizm,faşizm, anarşizm,
devrimcilik, sadizm gibi biribirinden çok kopuk anlamları bulmak mümkündür.
Heavy Metal bu çok renkliliği sayesinde birçok alt dallara ayrılmıştır. Fakat
hepsinde ortak olan bir şey vardır; küfür. Kimi devlete kimi siyahlara kimi
tabulara küfür eder ama muhakkak küfür eder. “

Nu Metal

Linkin
Park nasıl coştu değil mi? Peki durup dururken mi çıktı bu çocuklar? Olmayan bir
şey mi icat ettiler, hayır! Yepyeni bir fikirleri mi vardı, yoo… Zaten varolan
bir şeyi piyasaya daha uygun hale getirdiler, resmen numetal'i
canavarlaştırdılar. Peki kötü mü ettiler, pek tabii ki hayır, Linkin'i de,
numetal'i de seviyoruz, ancak artık numetal'i sadece Linkin Park'tan ibaret
sanmanın zamanı geçti.

Numetal, kabaca heavy metal'in bir alt türü
olarak sanılır. Çok genel olarak konuşmaya devam edelim, hip hop aromalı
vokaller, sample'lar, tercihen bir DJ'in elinden geçen rap alt yapısı, sert
gitarlar ve bolca öfkeyi bir araya koyup müzik formuna sokarsanız elinizde kalan
şey numetal oluyor. Elinizde kalıyor dedik ama yanılmayın, numetal yapıp
elinizde kalması gibi bir şey söz konusu değil, kapanın elinde kalıyor plaklar.
Bu müzik türünü herhangi bir tür "Heavy Metal" sınıfı olarak adlandırmak yanlış
olur çünkü Heavy Metal türlerinin sahip olması gereken birçok enstrümental
özellikten yoksundur. Daha doğru bir isimlendirme "Neo Rock" veya "Nu Rock"
şeklinde olabilir.

Numetal nasıl popülerse, numetal hakkında atıp tutmak
da o kadar popüler son yıllarda. Bu müziğin gelip geçici bir akım olduğu,
yetenek gerektirmediği, iki kolay riff, iki scratch ve "I hate myself and I want
to die" diyerek kotarılabildiğini sanmak genelgeçer iddia olarak karşımıza
çıkıyor. Bu konuya da geleceğiz. Ancak neymiş şu numetal, biraz onu
kurcalayalım.

Kurcalayalım tabii ancak öyle dendiği gibi kolay değil bu.
Numetal, tanım aralığı, eğer böyle bir tabir varsa elbette, en geniş müzik
türlerinden biri olmalı. Zaten en baştan hibrit olmayı kabullendiğinden, sürüyle
türün numetal içine girmesi ya da numetalin kendisinin birçok türün alt türüne
dahil edilmesi yadırganmıyor. En başta hip hop ve hardcore rock elbette. Ancak
punk, emo, emo-core, metal-core, industrial, rapcore, hepsi numetalin içinde yer
alabiliyor. Belki de numetal onların içinde yer alabiliyor. Farkındaysanız buna
deminden beri karar veremedik. Sırf biz olsak gocunurduk da kimse sınırları net
çizemiyor, o yüzden dert etmiyoruz. O yüzden bazı müzikseverlerin 'mutlaka her
şeyi kategorize edelim' saplantısına girmek yerine, 'kategorizasyona hiç
girmeyelim en iyisi' diyoruz. Zaten girmeye kalksak bile altından
çıkabileceğimiz gibi değil durum. Hatta bazen bunlarla alakasız yerel, otantik
motiflerin de devreye girdiğini unutmayalım.

Otantik dedik de… Bazı
heavy metal dinleyenleri, fazla sulanmış olduğunu düşündükleri için numetal'den
hazzetmez. Numetal'in, klasik metal gitar tekniklerini, riff'leri ve sololarını
olduğu gibi kullanamaması bir yana, DJ ler ve popüler kültür etkenlerini de
bolca taşıması bu düşünceyi haklı çıkarıyor aslında.

Deftones ve Korn,
numetal'in ilk temsilcileri; Fishbone, Body Count, Urban Dance Squad, Rage
Against The Machine, Deftones ve Faith No More da sonraki kuşak temsilciler
olarak kabul ediliyor. İşin ucunu Korn'dan da eskiye, Tool'a kadar çekenler var.
Bu gruplardan bazıları, numetal'i tepelemeye çalışan metal fanlarından öyle
sıkıldılar ki "biz numetal filan yapmıyoruz kardeşim" gibi açıklamalar yapmak
zorunda bile kaldılar. Prodüktör Ross Robinson, numetal'in kralı kabul ediliyor;
CV'sinde Machine Head, Slipknot, Cold, Sepultura, en önemlisi de Korn ve Limp
Bizkit gibi gruplar yazılı.

Grupları saymaya başlamışken işin devamını
da getirelim. Numetal olup olmadığı tartışmalı, ancak benzer sularda gezinen
grupları var; Sevendust, Finger Eleven, Godsmack, Soulfly, Ill Nino, Killswich
Engine, Fear Factory, Spineshank, Tool, Incubus gibi… Gidip Creed'e numetal
denmedikçe bunlar da çok yanlış örnekler olmazlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

rock ve anlatımı

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
. . . MiToKondRi ! :: Müzik Hakkındaki Herşey :: Rock ve metal -