. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

. . . MiToKondRi !

- Ortam Enerjik - Forum Enerjik - Biz Enerjik -
 
AnasayfaAnasayfa  portalportal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Neden Unutuyoruz ¿

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
ηίġнтмάяе

јонη кяαмзя
јонη кяαмзя
ηίġнтмάяе

Erkek
Yaş : 39 Kayıt tarihi : 08/12/08 Mesaj Sayısı : 467 Yer : DenizLi

Neden Unutuyoruz ¿ Vide
MesajKonu: Neden Unutuyoruz ¿ Neden Unutuyoruz ¿ Icon_minitimePtsi Ara. 08, 2008 9:43 pm

Psikologların bozucu etki kurallarıyla ilgilenmeleri bunların sınırlı
uygulama değerlerinden dolayı değil, unutmadaki önemli rollerinden
dolayıdır. Bu kurallar kısmen de olsa, niçin unuttuğumuzu
açıklamaktadır. Çünkü bize unutmamızın, öğrendiklerimizin hatırlamak
istediklerimiz üzerindeki bozucu etkisine bağlı olduğunu gösterir.
Fakat, acaba bu kurallar unutmanın ne kadarını açıklayabilir?

Kuramsal açıdan, unutmanın iki nedeni olabilir. Bunlardan biri bozucu
etki, diğeri ise bellekteki çözülmedir. Her iki görüş de kuram olarak
sunulmuştur, ikincisi bazen "sızan-kova hipotezi" (leaky-bucket
hypothesis) adıyla anılır (Miller, 1956). ilk bakışta bu kuram daha
çekici gelmektedir; çünkü, çoğu kimse unutmanın "doğal olarak"
kendiliğinden meydana geldiğini kabul eder. Oysa yapılan deneyler,
bozucu etkinin unutmada önemli bir rolü olduğunu, dolayısıyla unutmanın
sadece bellek izinin silinmesi olamayacağını göstermiştir (Underwood,
1957).

Bu durumda, unutmayı açıklarken etkenlerden her birine ne kadar ağırlık
verebiliriz?Söz konusu kuramlar, deneysel olarak karşılaştırılamaz.
Çünkü, laboratuvarda bile bozucu etkiden tamamen arınık bir durum
düzenleme olanağımız yoktur. Denekler, deneyden önce bazı faaliyetler
yapmışlardır; ve bunlardan bazıları deneyde söz konusu olan faaliyete
benzer olabilir (ileri doğru bozucu etki). Aynı şekilde, öğrenme
işlemiyle hatırlama işlemi arasında da bu tür faaliyetler yer alabilir
(geriye doğru bozucu etki). Psikologlar, sadece bozucu etkiyi en aza
indirmeye veya meydana geldiğinde ne ölçüde olduğunu tayin etmeye
çalışabilirler.

Geriye doğru bozucu etkiyi azaltmanın bir yolu, deneklerin bir
malzemeyi öğrenmeleri ile hatırlama testi arasında uyumalarını
sağlamaktır. Bu yolla yapılan eski bir deney, bu gün psikolojide
klasikleşmiştir (Jenkins ve Daltenbach, 1924). Deneklere
laboratuvardaki yatağa yatmadan önce, 10 anlamsız heceden oluşan bir
liste öğretilmiştir. Uykuya dalmalarından itibaren 1, 2, 4 ve 8 saat
gibi değişik süreler sonunda uyandırılan deneklerin hatırda tutma
miktarı, hatırlama tekniğiyle saptanmıştır.

Aynı deneklere daha sonra, ilkine eşdeğerde başka bir liste öğretilip,
bu sefer 1, 2, 4 ve 8 saatlik normal, günlük faaliyetlerinden sonra
hatırlama miktarları yine aynı yöntemle ölçülmüştür. Uykudan sonraki
hatırlamanın çok daha iyi olduğu görülmüştür. Her iki koşulda da
hatırlama miktarı ilk bir kaç saat içinde hızla azalmıştır. Daha sonra,
günlük faaliyetlerine devam eden denekler için hemen hemen sıfıra kadar
düşen hatırlama, uyuyan deneklerde %50 civarında kalmıştır.

Bu tür araştırmalar, çözülme kuramlarının aleyhine kanıt olarak
kullanılmış, bozucu etkiye dayanan açıklamaları ise desteklemiştir.
Fakat yukarıda sözü edilen deney, sadece geriye doğru bozucu etkiyi ele
almış, ileriye doğru bozucu etkiyi kapsamamıştır.

İleriye doğru bozucu etkiyi incelemek için daha değişik bir deney
deseni gerekir, örneğin, deneklere anlamsız hecelerden oluşan tek bir
listenin öğretildiğini ve 24 saat sonra hatırlamanın ölçüldüğünü
farzedin. Genellikle o zamana kadar listenin %65'i unutulmuş olur. Bu
yüksek unutma miktarı, deneğin öğrenmeyle hatırlama arasında yaptığı
şeylerin etkisiyle açıklanamaz. Çünkü, deneğin laboratuvar dışındaki
faaliyetleri, deneydeki faaliyetlerinden o kadar farklıdır ki, bozucu
etkinin çok az olması beklenir. Ancak, bir de deneğin daha önceki sözel
öğrenmeleri vardır. Yıllar boyunca yapılan bu sözel öğrenmeler, deneyde
ileri doğru bozucu etki yaratmış olabilir.

Psikologlar bu olasılığı doğrudan doğruya test edemezler. Çünkü, bozucu
etki yapabilecek daha önceki öğrenmeyi dakik şekilde ölçemezler. Buna
karşılık deneyciler, deneklere iki veya daha fazla liste öğretirler
(Underwood, 1957); sonra da, bir listenin hatırlanmasının daha önce
öğrenilen liste sayısından ne derecede etkilendiğine bakarlar. Bu tür
deney sonuçları önceki öğrenmenin güçlü bir etken olduğunu
göstermektedir. Daha önce öğrenilen liste sayısı ne kadar çoksa, test
edilen listenin hatırlanması o kadar azdır.

Şu halde, hatırda tutma büyük ölçüde, yeni öğrenilen malzeme üzerinde
ileriye doğru bozucu etki yapan eski öğrenmelerin varlığına bağlıdır.
Bu bulguya laboratuvar dışına genelleyecek olursak eski öğrenmelerin,
özellikle iyice yerleşmiş alışkanlıkların, sözel malzemenin
hatırlanmasında bozucu etki kaynağı olacağı sonucuna varabiliriz. Bu
olayın, unutmanın %100'ünü açıklayıp açıklamadığını bilemiyoruz; hiç
bir zaman da öğrenemeyebiliriz. Mevcut bilgilere göre yapılacak bir
tahminle, insanların unutmaları, büyük ölçüde önceki öğrenmelerine,
fakat bir ölçüde de sonraki öğrenmelerine bağlıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Neden Unutuyoruz ¿

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
. . . MiToKondRi ! :: Kültür ve Sanat Dünyası :: Genel Kültür -