. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

. . . MiToKondRi !

- Ortam Enerjik - Forum Enerjik - Biz Enerjik -
 
AnasayfaAnasayfa  portalportal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Zaman tik Tak Sultana (Rec)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj


avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 01/01/70 Mesaj Sayısı : Yer :

Zaman tik Tak Sultana (Rec) Vide
MesajKonu: Zaman tik Tak Sultana (Rec) Zaman tik Tak Sultana (Rec) Icon_minitimePerş. Ara. 18, 2008 5:47 pm

Zaman tik Tak Sultana (Rec) Sultana_rec_buyuk

Zaman tik Tak Sultana (Rec)
Uzun yıllar Amerika’da yaşayan ve New York’ta birçok ünlü klüpte sahne alan Sultana, hip hop eksenli “Çerkez Kızı” (Dublemoon Records) adlı ilk albümünde N8tiveSun, B Wiz, Michael Ladd, Donald Grant, Orient Express’ten Andreas Advocado ve Turgay Ayaydınlı gibi yetenekli ve tanınmış birçok prodüktör - müzisyen ile çalışmıştı. Laço Tayfa kadrosunun da destek çıktığı albüm, ne yazık ki müzikalitesinden çok “Kuşu Kalkmaz” parçasından kaynaklan(dırıl)an polemiklerle gündeme oturmuş, Sultana’nın da epey canını sıkmıştı.
Hip hop aleminde herkes onu soruyor; nerede, nasıl, neler yapıyor... Buyrun REC raporu.


Rec Dergisi : Görüşmeyeli ...

Sultana : Avrupa’da ve Kanada’da iki turne yaptım. Delirium ile bir parça yaptık; onların iki sene önce çıkan albümlerinde yer aldı. Bu arada okula gittim; San Fransisco’da ACT’de (American Conservatory of Theater) iki sene kadar oyunculuk, müzik ve dans dersleri aldım.

Rec Dergisi : İlk albüm...

Sultana : Hala geçerliliği olan bir albüm; çeşitli film müziği albümlerinde, bir sürü toplama albümde “Çerkez Kızı”ndan parçalar yer alıyor ve dünyada ilgi görmeye devam ediyor. İspanya’da ki hiphop dergilerinde bile röportaj yaptım. “Türkiye’nin Nelly Furtado’su” gibi yazılar yazıldı, Bilboard’da falan... Galiba evet; ilk albüm plak şirketinin stratejik tanıtım hatalarına kurban gitti. Biliyorsun, ülkemizde medyatik durumlar var. İnsanlar hep albümün sansasyonelliğiyle ilgilendiler. Bilmiyorum, belki plak şirketi farklı bir strateji uygulasaydı değişik bir geri dönüş olabilirdi ama onlarda yapmadılar bir şey; bilmiyorum...

Rec Dergisi : “Çerkez Kızı” ...

Sultana : Bazen, bazı insanlar kötü konuşmaya çalışıyor falan... Hiçbir şeyden haberleri yok, hiçbir şey bilmiyorlar. Müziğe ve kendilerine, şirketlerine saygıları yok. O albüm bebeğim gibi; ilk göz ağrım, zor bir mücadelenin ürünü... Hip hop’a karşı olan bir sevginin ürünü ama özellikle yerli camiadan gelen mektuplar bana cesaret veriyor. “Duymak istiyoruz; bu güzel bir prototip olarak kalmasın” diyorlar. Bende artık dedim devam edeyim, çünkü zaman tik tak... Kolları sıvadık mutfağa girdik.

Rec Dergisi : Albümün hemen ardından Türkiye’de bir iki kez sahne aldın...

Sultana : Sadece Babylon’da ve Hayal Kahvesi’nde... O da galiba yine plak şirketiyle ilgili... Ben zaten sürekli yurtdışına gidip geliyordum; turneler devam ediyordu. Burada menajerim de yoktu, plak şirketiyle çalışıyorduk. Bir şekilde devam ettirilmedi. Ben de yurtdışında kaldım, orada kendimce devam ettim. Amerika’da İlhan Erşahin ile beraber Detroit, Minnesota, Minneapolis, Chicago başta olmak üzere, sekiz değişik eyalette konser verdik. Onun ardından ertesi sene Alla Turca ile turne yaptık Avrupa ve Kanada’da; Montreal Caz Festivali’nde sahne aldım. Ondan sonra da ben çekildim.

Rec Dergisi : Hip hop; yerli yeraltı kültürüne mi ait ?

Sultana : Genelde Türkiye’de hiphop ve rap “undergorund” müzik olarak konumlandırılıyor. Fakat son üç beş sene içerisinde bayağı gelişmeler olmuş, daha çok ilgi var. Dinleyicinin destek vermeye başlaması güzel bir şey; çünkü bir şeyin gelişmesi için o desteği vermek lazım.

Rec Dergisi : Gelişme; prodüksiyonlar...

Sultana : Geldiğimde baktım ki; bu alanda çok süper bir fark yok; eskiye göre. Mesela Fransa’ya bakın, Almanya’ya bakın; beat yazma konusunda çok gelişmiş olduklarını görürsünüz... Ki Almanya’da yapılan müziklerin çoğu daha iyi sanki. Biz de yerli hip hop’ta kendi etnik ezgilerimizi daha akıllıca ve özellikli olarak kullanıyor olabilirdik. Dr. Dre’nin yaptığı bir şey var, Hint müziğiyle karıştırdı hip hop’u. Yani bu işi niye onlar yapıyor ? Batı ve Doğu müziğini çok güzel sentez yapıp sunabiliyorlar. Bizde de çok yetenekli müzisyenler prodüktörler var eminim ki aynı biçimde veya daha güzel bir biçimde geliştirebilirdik bu işi... Türkiye’de her şey kendince gidiyor. Plak şirketleri, sanırım hep daha popüler sound’ların peşinde koşuyor; böylece sanatçının da pek çıkar yolu kalmıyor. Albümünü bastırmak için de bu durumu kabul etmek zorunda. Tını yaratıcılığı konusunda henüz Türkiye epey bir geri, bu da beat yazma meselesine yansıyor. Pop müziği ele alalım; hepsi aynı formatta. Türk Sanat Müziği’nde çok sesliliğe geçişte bile enstrümanların bireysel duruşaları, müziğe bireysel katkıları yok. Oysa hip hop’ın temelinde o bireyselliği bir bütüne ulaştırmak var. Her enstrüman aynı ritmi çalmak zorunda değil.

Rec Dergisi : Sultana müziği nasıl kuruyor ? Parça yapacak, aklına ilk düşen şey ne ? İlk neyi duymaya başlıyor ?

Sultana : Bir beat duyduğum zaman o kıpırdanış beni harekete geçiriyor ve sözler dökülmeye başlıyor. Bazen bu bir bass riff’i oluyor, bazen bir keman oluyor, ritm olabiliyor, değişiyor...

Rec Dergisi : Müziği ilk anda kayda düşmek...

Sultana : Bir enstrüman çalmıyorum. Aslında bu iş için de bir girişimde bulundum, org aldım kendime. Ama piyano derslerine ağırlık vermem lazım, çünkü bu işin içindeysem bir enstrüman çalmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Genelde de kafamda bazı ritimler, düşünceler olduğu için onun üzerine gidiyorum. Evde genelde dört kanallı bir Tascam kayıt cihazım var. Bir kanala cd çaları bağlayıp beat’i dinliyorum, bir kanala da mikrofonu takıp başlıyorum üzerine söylemeye.

Rec Dergisi : Stüdyoda kayda hazırlık...

Sultana : Önceki gece erkenden uyumaya çalışıyorum, uykumu almam lazım... Bazı ses egzersizlerim var onları yapmam lazım. Bazı yiyecekleri tüketmemeye, çay kahve içmemeye çalışıyorum, daha çok su... Moral bozukluğu yaratacak herhangi bir şeyden uzak durmaya çalışıyorum. Müzisyenlerle, prodüktörlerle sıcak bir çalışma ortamı olması çok önemli. Çünkü bir enerji alışverişi içerisindesin. Aynı kafada, aynı frekansta olmak çok önemli. O zaman her şey çok rahat gidiyor, dökülüyor, gelişiyor. Stüdyoda genelde işin içindeyimdir. Çünkü yazdığım sözlerle müziğin uyumunu zorundayım. Bir parçayı oluştururken, işte şu havada, şu ritimde veya şunu duymak isterim diye karışırım... Genelde bir karşılıklı alışveriş oluyor. Zaten ilk albümün tamamıyla içindeydim. İlk albümde bir çok farklı insanla çalıştım; her prodüktörün hazırladığı beat’leri seçip, üzerine sözleri yazıp ardından da eklemek istediğimiz enstrümanları uyguladık. Aklımdan, gönlümden geçenleri dile getiriyorum ve iki tarafında hoşuna gidiyorsa, güzel bir şey çıkıyorsa kullanıyoruz. Benim istediğim olacak diye bağıran bir karakterim yok... Sonuçta onlar bu işin eksperleri. Karşılıklı saygı içerisinde bir ürün çıkıyor ortaya. Yurtdışından prodüktör sanatçıyı alır, beraber çalışacağı ses mühendisini seçer ve mutlaka stüdyoda bir enstrümanı çalmak zorunda değildir. Türkiye’de böyle bir şey oluyor mu ?

Rec Dergisi : Çok yeni. İnsanlar yeni yeni başka birinden yardım almayı kabul ediyorlar. Bu, yerli müzik toplumunun ego düzeyi ilgili bir şey; çünkü genellikle herkes “ben yaptım oldu” diye ortaya çıkıyor. Oysaki o beat vasat olabilir; sana çok daha iyi bir beat yazacak biriyle bir araya geldiğinde, sonuçta kariyerinde ilerleyecek olan sensin. Onu kabullenebilmek biraz zaman aldı ama şu sıralarda herkes prodüktörle veya prodüktörlük vasfına sahip birisiyle çalışmayı tercih ediyor ki, yetemediği noktalarda destek alabilsin.

Sultana : İlk albümde biraz co-prodüktör gibi çalıştım. Bazı şarkılardan Türkçe sampling yaptık. Çalıştığım kişiye, şu şarkıları alalım ne dersin, diye. Onların da karşı çıkmadığı bir şey oldu. Ona göre bir beat yazıyorlardı. Böyle çalıştık. Şuanda çalıştığım grupta çok rahat; karşılıklı fikir ve yaratıcılık alışverişi var. Güzel bir albüm ortaya çıkacak, inşallah. Bu kez her şeyi sıfırdan yaratıyoruz. Beat’ler geliştikçe, sözler de değişebiliyor. Yeni albüm, yine hip hop... Acaba Türk dinleyicisine daha müzikal bir şey mi vermek lazım, daha şarkı formatında birşeyler mi yapmak lazım diye düşündüm... Ayrıca biraz daha fazla canlı enstrüman istiyorum bu albümde.

Rec Dergisi : Sahne...

Sultana : Davul, gitar ve bass canlı olacak; bu kesin. Tabii ki bir DJ olacak. Konserin bütçesine göre de bir keyboard da katabilirim.

Rec Degisi // Temmuz 2005
Sarp Keskiner
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Zaman tik Tak Sultana (Rec)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
. . . MiToKondRi ! :: Müzik Hakkındaki Herşey :: Rap ve hip-hop :: Röportajlar -