. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
. . . MiToKondRi !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

. . . MiToKondRi !

- Ortam Enerjik - Forum Enerjik - Biz Enerjik -
 
AnasayfaAnasayfa  portalportal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Makale

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj


avatar


Yaş : Kayıt tarihi : 01/01/70 Mesaj Sayısı : Yer :

Makale Vide
MesajKonu: Makale Makale Icon_minitimePerş. Ara. 18, 2008 6:00 pm

Rap Yapmak Bir Nevi Ozanlık, (Haftalık)





"Rap yapmak bir nevi ozanlık, gurbetçilerin sözcüsüyüz."

Avrupa'daki gurbetçi Rap hareketi Almanya ile anılsa da, İsviçre'den de çok başarılı bir grup yükseliyor. Hem gurbetçilerin hem İsviçrelilerin gözdesi 'Makale', gazetelere manşet oluyor, en sık yayınlanan klipleri çekiyor, İsviçre'deki Türkiye Müzesi'nin müziklerini yapıyor. Son numaralarıysa, kliplerinde eski FenerBahçe'li futbolcu Murat Yakın'ı oynatmaları!

Makale'nin kuruluşunun ardındaki hikayeden başlayalım..

Casus, 10 -11 yaşında Rap'le yatıp kalkan bir çocuk. Akranı Cesaret de graffitiyle ilgileniyor, spreyiyle sokakları renklendiriyor. Aynı kasabanın çocukları, aynı sınıfta öğrenim gördüler zaman zaman. Önceleri ikisi de İngilizce ve Almanca şarkı sözleri yazıyordu, sonra anadilleri olan Türkçe yazmaya başladılar. 1997'de grup kurmaya karar vermeleriyle 'Makale' doğdu. Konserler vererek isim yapmaya başladılar. Sonra okul arkadaşları DJ Steel katıldı. Türkiye'den gelen Şiddet ise konserlerde geri vokal yaptı ve albüm kayıtlarına destek verdi.Hedefimiz Türkçe Rap'in varlığını ve Rap kültüründe dil farkının olmadığını göstermekti. Göze batmamız içinse İsviçreli bir grubun iki katı olmamız gerekiyordu. Uzun sürmeden bir plak şirketinden teklif geldi ve İsviçre'nin ilk Türkçe Rap albümü olan Kingztanbul'u çıkardık.

Kingztanbul'un sadece bir albüm değil, bir tavır olduğunu söylemişsiniz.

Albüm Almanca, İtalyanca ve Türkçe'nin ortak kullanımından oluşuyor. Bu İsviçre'de bir ilkti ve büyük ilgi gördü. Viva'da klibi yayınlanan ilk Türkçe Rap grubuyduk. Kingztanbul hem Türkiye'yi tanıtma amacıyla koyulan bir isim, hem de albümde reggea altyapıları yoğun olduğundan Jamaica'nın başkenti Kingston'ı andırmasını istedik. Matrak bir isim oldu ve herkesin hoşuna gitti. Tarzımızsa karakafa tarzı gibi birşey oldu ve yabancıların marşı haline geldi. Yani her ne kadar burada büyüsek ve yaşasak da İsviçre'nin her şeyine ayak uydurmamız mümkün değil. Kültürünü satacaksın ya da kendi toplumundan uzaklaşacaksın. Fakat çok zor.


Genel olarak İsviçre'deki Rap sahnesinden ve Türkçe Rap hareketinden bahseder misiniz?


Basel kenti İsviçre'nin Hip Hop şehri. En iyi DJ'ler ve Break Dance hareketi bu şehirde. Hip Hop İsviçre genelinde yükselişte. Düzenli olarak konserler, organizasyonlar ve festivaller oluyor. İlk Rapçiler büyük şirketlerle anlaşmaya başladı, kaliteli klipler çekiliyor. Türkçe Rap için ise aynı şeyi söylemek mümkün değil, bizden başka yasal albümü olan yok çünkü. Makale'den sonra Türkçe Rap hayaline tutulan birkaç genç oldu ama gerisi gelmiyor. Keşke organize bir akım olsa da, bu işin potansiyelini ortaya koyabilsek.

Avrupa merkezli Türkçe Rap diyince akıllara Almanya geliyor. Almanya'daki Türkçe Rap sanatçılarının çıkış noktası ise; yabancı düşmanlığı, iki kültür arasında sıkışmışlık, gurbette var olma. Avrupa'nın en demokratik ülkesi olarak tanınan İsviçre'de durum nasıl?

İsviçreliler genel olarak sakin ve müthiş dakik insanlar. Ülkenin sistemi çok iyi oturtulmuş. Türkler buraya çok iyi ayak uydurmuş durumda. Türk asıllı müzisyenler, doktorlar, avukatlar, büyük iş adamları ve futbolcular var. Yabancı olduğumuz için mağdur olduğumuz durumlar ise tabii ki var. İş ararken, âdetler veya din üzerine konuştuğumuz zaman burada ne kadar yabancı olduğumuz ortaya çıkıyor. Ne İsviçreliler bizi anlıyor ne biz onları. Anadilimiz gibi Almanca konuşsak da durum değişmiyor. Türkiye'nin insanı her zaman olay yaratan bir vatandaştır. Bizim üzerimize çok yazılıp çiziliyor ve buranın insanları Türkiye'yi çok yakından takip ediyor. Kültür ve yaşam biçimimiz ilgilerini çekiyor.

Albüm kapaklarınızı İstanbul ve camilerinin silüeti süslüyor. Teşekkür listenizin başında Allah var. Logonuz ise Osmanlıca yazılmışı çağrıştırıyor. Bu tercihleriniz Makale'nin hangi duruşunu temsil ediyor ?


Albüm kapağını Almanya'da yaşayan, ünlü ve Türk hayranı bir illüstratör tasarlamıştı. Çalışmasına başlarken ondan tek istediğimiz bunun bir Türk grubuna ait olduğunu anlamalarıydı. Cami ve mevlevi silüetlerini kullanmayı tercih etti. Logomuzun mimarıysa Berlin'li bir graffiti sanatçısı. Tasarımı bizim için bir hediye olarak yaptı ve tam istediğimiz gibi bir çalışma oldu. Genelde Avrupalılar ile çalışıyoruz ve tanımadıkları bir kültürü yansıtırken imajları abartma eğilimi içindeler. Türkiye deyince buradaki birisinin aklına camiler, oryantal hamamlar, kapalı hanımlar ve ay yıldız geliyor. Türkiye'deyse ay yıldız taşıdın mı faşist, camiye gittin mi yobaz oluyorsun. Bizce bunlar artık aşılmalı; Türkiye'de her inançtan insan var, herkes özgür olmalı. Makale'nin Rapçileri müslüman, DJ'leri ise hristiyan. Bu bizim için hiçbir şeyi değiştirmediği gibi, yaşam tecrübelerimiz için çok olumlu katkıları oluyor.

"HAYAT SOKAKTA BAŞLAR, SOKAKTA BİTER."

Şarkılarınızda nelerden bahsediyorsunuz?

Aşk, hüsrana uğramak, eğlence ve tabii ki savaş. Çünkü rap kesinlikle politik bir müzik akımı. Buradaki Türklerin söyleyemediklerini, canlarını sıkanları biz dile getiriyoruz.

Rap sokağa ait bir kültür. Sizin müziğiniz sokağı ne ölçüde yansıtıyor?

Bize göre hayatta ne oluyorsa sokakta başlar ve sokakta biter. Yolda olup biten bir olay bizim için hiç kuşkusuz bir şarkı olabiliyor. Rap yapmak bir ozanlık, önemli olan düşündüklerinizi çekinmeden dile getirmek. Sokak sanatı kendini göstermektir, ün yapmak ve diğer elemanlardan saygı kazanmaktır.

Dinleyici kitleniz ağırlıklı olarak İsviçre'deki Türklerden mi oluşuyor?

İlk albümümüzü daha çok gurbetçiler almıştı, ikincisinin dinleyicisi ise karışık."Aşkım" isimli şarkımız bizi burada geniş kitlelerle tanıştırdı. Oryantal çalmamız, farklı bir dilde söylememiz, İsviçreli birçok müzisyenden başarılı olmamız bizi ilgi çekici kılıyor. Burada her gece bir yerlerde Rap partisi vardır. Türk gençleriyse bu kültüre biraz uzak duruyorlar ama son zamanlarda Türk Rapçilerinin kendilerinden söz ettirmesiyle ilgilenmeye başladılar.

Sizin etkilendiğiniz ve dinlediğiniz isimler nedir?

Barış Manço, Sezen Aksu, Moğollar, Ferdi Tayfur, Cem Karaca, Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses'i dinliyoruz. Yabancı Rap müzisyenlerini takip ediyoruz. Aslında techno ve hard rock harici tüm müzikleri severiz, dinleriz.

Murat Yakın'ın oynadığı "Aşkım" klibinizin perde arkasını anlatır mısınız ?

Yakın kardeşlerle aynı kasabada (Münchenstein / Basel) büyüdük. Casus'la Hakan Yakın'ın tanışıklığı okul yıllarına uzanıyor. Murat, Kingztanbul albümünün bize ait olduğunu bilmeden dinlemiş ve çok sevmiş. Bir gece barda Casus'a, Makale'nin gerçekten çok iyi olduğunu ve Türkçe Rap yapanların bu albümü örnek alması gerektiğini falan anlatmış. Casus'un Makale'nin elebaşlarından biri olduğunu şaşırarak öğrenip çok sevinmiş. Murat'a klibin senaryosunu ve rolünü anlattık. Tereddütsüz kabul etti. Klipte limuzin ile döner dükkanına gelip tezgah açıyor. Zaten kamera önünde sıkılmayan bir tip, karizması ve insanlara yakınlığıyla tanınıyor burada. Çekimler gerçekten matraktı; Murat'ın usta gibi döner kesebilmesi, limuzin içinde Rap yapması ve klipteki herkesin şarkıya göre mimiklerini oynatması çok iyiydi. Hepsi de 40 yıllık Rapçiymiş gibi becerdiler bu işi.

Şarkıda ne anlatıyorsunuz?

Bir sloganımız var; "Aşk ve kavgasız bir hayata hayır! " . Çünkü yaptığın her işin bir bedeli yani kavgası var. Önce kavga edeceksin ki aşkına ulaşasın. Aşk ise uğruna edilen kavgalarla elde ediliyor. Yani emekle ve özveriyle. Klipte çok çeşitli insanları bir araya getirdik, 104 değişik ülkeden insanın yaşadığı Basel'de bunu yapmak zor olmadı. Herkesi farklı mekanlarda, farklı hayatların içinde çektik: Restoranda, bowling oynarken, kitap okurken, spor yaparken, dans ederken. Herkesin derdi aşk. Bir adam limuzin ile döner dükkanına yetişmeye çalışıyor, diğer yandan birkaç çocuk basket oynuyor. Herkesin birleştiği madde aynı: İster zengin ol ister fakir, aşkın hiçbir şey umurunda değil.

"TÜRKİYE'DEKİ RAPÇİLERİN ÇOĞU ÖZENTİ"

Yeni albümünüzdeki Bak isimli parçaya çekeceğiniz klibin olaylı İsviçre - Türkiye maçıyla ilgili olacağı ve Murat - Hakan Yakın kardeşlerin klibinizde rol alacağı söyleniyor.


Evet. "Bak" ın klibini geçen pazar çektik, şimdi montajda. Klipte langırt masasındayız. Makale olarak biz İsviçre formaları giydik ve diğer İsviçreli arkadaşlar ise Türkiye formaları giydiler. Yakın kardeşlerin de kısa bir rolü var. Bizden desteklerini hiçbir zaman esirgemediler ve artık Makale'nin bir parçası gibiler. Parçanın konusuysa entegrasyon.

İsviçre - Türkiye maçına gittiniz mi ?

Futbol bizim için vazgeçilmez bir spor. Hepimiz zamanında bir kulüpte oynadık ve şimdi de futbolla yakından ilgiliyiz. İsviçre - Türkiye maçına çok istememize rağmen gidemedik. Türkleri provoke ederek yenebileceklerine inanan İsviçreliler büyük bir psikolojik oyun sergilediler. Türkiye'deki olaylar ise burada çok abartıldı ve bu da bize çok dokundu. Buradakilere dünya kupasına katılmanın Türkler için en büyük amaçlardan biri olduğunu anlatmaya çalıştık. İsviçreliler katılmasalar da sağlık olsun deyip geçeceklerinden bunu anlamaları zor oluyor.

Kısa sürede büyük gelişme gösteren Türkiye'deki Rap sahnesini nasıl yorumluyorsunuz? Avrupa'daki Türk Rapçilerin Türkiye'dekiler üzerinde ne gibi etkileri var?

Burada plak almak, set bulmak ya da en baba mikrofona ulaşmak kolay Avrupa'daki Türk Rapçilerin de stili oturmuştur. Türkiye'de Rap yapmaya başlayanlar hemen bol pantolonlara bürünüp şapkaları ters takıyorlar, dövme yaptırıyorlar, 50 Cent veya Eminem tişörtleri giymeye başlıyorlar. Özentiler daha çok yani. Bizim gurbet yaşantımızda bu tür şeyler yok, kim nasılsa öyle giyiniyor. Çünkü amacımız Türk kültürü içeren bir Rap tarzını geliştirmek. İlham kaynaklarımız farklı. ABD'de olup bitenler veya Fransa'daki Rapçilerin yaptıkları bizim örf ve adetlerimize yakışmaz. Türkiye'deki Rap sahnesi 1990' larda Almanya'da başlayan Rap hareketini andırıyor. Henüz çok küçük bir piyasa, reklamlarda Rap müziğin kullanılması ise büyük kitlelerin dikkatini çekti. Ortamı takip ediyoruz. Çoğuyla görüşmüşlüğümüz var ve bizde Türkiye'deki Rap kültürünü hakkını vererek yaşayan sadece birkaç müzisyen var.

Gelecekte Makale için neler var?

Üçüncü albümümüzün bir yüzü damardan oryantal yaşam tarzına hitap ederken, diğer yüzü tamamen batı kültürünü yansıtacak. Batı tarzını oluşturan DJ Def Cut Avrupa'nın en çok Breakbeat üreten DJ'lerindendir. Bu albüm bizim için çok önemli, büyük isimlerle çalışıyoruz, Türkçe Rap tarihine geçecek bir albüm hazırlamaya çalışıyoruz. Hedeflerimizden biri de daha çok konser vermek.

Sizce Rap muhalif bir hareket midir? Rap kültürüne hakim olan küfür ve erkeksi dili nasıl yorumluyorsunuz?


Rap "şimdi" yi ele alan bir sanat akımıdır, geçmişe pek takılmaz. Bugünkü ekonomik, sosyal, toplumsal ve bireysel ilişkilerdeki hoşnutsuzluklara yönelik bir tepkidir. Genelde erkekler icra ettiğinden erkeksi bir dili vardır ama bu Rap'in kadın düşmanı olduğu anlamına gelmez. Bazen bir şeyi anlatırken öyle bir vurgu gerekir ki bunu edebiyatla yapmanız imkansızdır. O anda argonun sihirli dili devreye girer ve cuk oturur. Küfür edebiyatı bizim toplumumuzdan kopuk değildir zaten. Bizler yaşam ait ne varsa, şehir hayatında neler yaşıyorsak kullanırız; Sevinç, üzüntü, argo, aşk..


Makale Makalehaftalikbuyuk1nc


Röportaj: Ozan ÖZHAN , 2006 / Sayı: 155 , Haftalık dergisi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Makale

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
. . . MiToKondRi ! :: Müzik Hakkındaki Herşey :: Rap ve hip-hop :: Röportajlar -