Bankalarınıza el koyun diyenler, AIG’ye milyar dolarlar yatırdılar

Yaş : Kayıt tarihi : 01/01/70 Mesaj Sayısı : Yer :

Sigorta Şirketleri Birliği Başkanı Hulusi Taşkıran, 2001 krizinde Türkiye’de bankaların ve sigorta şirketlerinin iflasına göz yumulduğunu belirterek, "O dönem, ’Size yardım ederiz ama bankalarınızı kapatın’ diyen ülkeler, şimdi AIG Grubu’na 125 milyar dolar destek çıktılar" dedi.

TÜRKİYE Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Başkanı Hulusi Taşkıran, bugün ABD’de yaşanan krizin Türkiye’de 2001 yılında yaşanan krizle benzerlik taşıdığını belirterek, tek farkın ise ABD’de şirketler kurtarılırken, Türkiye’de o dönem bankaların ve sigorta şirketlerinin iflasına göz yumulduğunu söyledi. "Hortumlandı dediler... Oldu olmadı bilmiyorum ama o dönem devletin bankaları da aynı faizlerle para sattılar" diyen Hulusi Taşkıran, devlet bankalarının kapanmadığına, tersine finanse edildiğine dikkat çekti. Devletin kendi bankasını kapatmanın kolay olmayacağını ifade eden Taşkıran, "Benim üzüldüğüm nokta ise, o zaman, ’size yardım ederiz ama bankalarınızı kapatın, el koyun, sistemi düzeltin’ diyen ülkeler, şimdi AIG Grubu’na 125 dolar destek çıktılar. Dünyada bir şirkete verilebilecek en büyük finansman. Doğru bir karardı. Bu kurumları korumak zorundasınız. Çünkü bunlar kolay yaratılmıyor" dedi. Hulusi Taşkıran, AIG gibi büyük kurumların yıkılmasıyla krizin daha da derinleşeceğini ve domino etkisinin daha hızlı olacağını kaydederek, 125 milyar doların çok görülebileceğini ancak AGI’nin kapanmasının 1 trilyon dolara mal olacak sosyal etkiye neden olacağını vurguladı.

Bu kriz yaşanmalıydı

Hulusi Taşkıran, ABD’de başlayan ve dünyayı etkisi altına alan kriz hakkında da, "Taşların yerine oturması için gerekli bir kriz olarak görmek lazım" dedi. Krizi, geçmişe bakarak daha doğru şeyler yapılması açısından bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini de belirten Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya ekonomisinde değişmesi gereken birşeyler vardı. Dünya, tamamen üretilen paraların üzerinde zenginlik ve fakirliğin ciddi şekilde ayrıldığı noktaya gelmişti. Bizde orta direk kalmadı diyoruz ya, dünyada da bu böyle." Hulusi Taşkıran, krizin Türkiye’ye etkisine de değinerek, bu konuda en büyük sıkıntının psikolojik olduğunu söyledi. Taşkıran, ekonominin en büyük faktörünün psikolojik olduğunu ifade ederek, bu psikolojinin yönetilmemesi halinde halkın korkusunun da kırılamayacağını kaydetti. Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

Vatandaş yanlış yönlendiriyor

"Krizin etkisi elbette olacaktır. İhracat düşecektir. Bu arada kur artacak, ithalatınız belki azalacaktır. Orada da bir tasarruf yapacaksınız ama insan elindeki paradan vazgeçmek istemiyor. Gelecek endişesi ile krizi fırsat bilenler borcunu ödemiyor. Halbuki ekonominin en büyük derdi endişeler. Siz yatırıma, tüketime devam etmezseniz üretim düşer, işsizlik artar, panik büyür, sosyal tehlike başlar. Bu tür kriz ortamlarında sokaktaki vatandaş öyle yanlış yönlendiriliyor ki; mesela, ’devlet dövize neden müdahale etmiyor’ diye soruyor. Niye müdahale etsin. Dünyada petrol 22 dolarlardan 160 dolara çıkmışken panik yaşanmıyor; 55 dolara düşüyor sevinilmiyor da, dövize neden müdahale edilmiyor diye soruluyor."

Bu dönemde halka güven verilmesi gerekiyor

TSRŞB Başkanı Hulusi Taşkıran, kriz ile birlikte ’global ekonomi’ kavramının da anlamının iyi anlaşıldığını belirterek, şunları söylüyor: "Global ekonomi diyoruz ama bugüne kadar bunu tam olarak anlayamamıştık. Bugün hiçbir ülke ABD’nin ekonomisi bozuk diye sevinemiyor. Herkes oturuyor, biz bunu nasıl kurtarırız diye düşünüyor. Çünkü herkesin kendisine sirayet edecek korkusu var. Şükür ki, biz 2001 krizini yaşamışız. Yoksa açık söylüyorum, sadece ekonomik değil çok büyük sosyal çalkantılar olurdu. Biz bugün için en azından Türkiye’de olan bir krizi yaşamıyoruz. Global ekonominin ve biraz da borçlu bir ülke olmanın sonucunda, dünya krizi bize sirayet ediyor. Muhakkak bunun ciddi etkileri olacaktır. Kaçılması mümkün değil ama halka da güven verilmesi gerekiyor."