Yaş :
Kayıt tarihi : 01/01/70
Mesaj Sayısı :
Yer :
|
Konu: Ibrahim Toraman: Yusuf'un kalitesi belli!.. Ptsi Ocak 19, 2009 10:41 pm |
|
|
Beşiktaş'ın defans oyuncusu İbrahim Toraman, BJK TV'ye açıklamalar yaptı.
BJK TV Yayın Koordinatörü Erdem Ulus'un sorularını yanıtlayan İbrahim Toraman şunları söyledi:
-Öncelikle kamp değerlendirmesi alalım. Nasıl geçti Antalya'da günler ve çalışmalar?
-Takım olarak iyi bir durumdayız. Hava güzeldi, ortam güzeldi. Bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık. İnşallah bu, ligin başlamasıyla beraber lige yansır.
-Werder Bremen maçını izledik. Beşiktaş'ın ilk hazırlık maçıydı. Beşiktaş 2-1 kazandı. Nasıl buldun takımı? O maçta kendini nasıl değerlendiriyorsun?
-Şimdi böyle özel maçları hiçbir zaman ciddiye alıp değerlendirmemek lazım ama oyundaki istek ve arzu olarak, oyun disiplini olarak iyi yöndeyiz diye düşünüyorum. Çünkü Werder Bremen karşımıza tam kadro olarak çıktı. Bütün as oyuncularıyla beraber çıktı. Hem kondisyon açısından, hem iyi bir antrenman havası açısından, hem bizim açımızdan iyi bir maç oldu. Özel maç da olsa sonuçta galip geldik. Gerçi bu tür maçlarda skorların pek bir önemi yok ama yine de her şeye rağmen her türlü oyunda kazanmak her insanı mutlu eder. O yüzden de iyi bir maç oldu diye düşünüyorum. Dediğim gibi inşallah bunların faydasını önümüzdeki günlerde görürüz.
-Yeni transfer Yusuf da ilk kez Beşiktaş formasıyla bir maça çıktı. Bir hazırlık maçı olmasına rağmen milli takımı saymazsak ilk kez yan yana oynadınız yanılmıyorsam. Nasıl buldun Yusuf'u?
-Yusuf'un kalitesi zaten belli. Belki çok abartılı eleştiriliyor ama bence çok fazla bunlara takılmamak lazım. Yusuf'un kalitesi, yetenekleri belli. Ben onun ikinci yarıda şampiyonluk yolunda takıma olumlu yönde katkı sağlayacağına inanıyorum. Açıkçası ona güveniyorum.
-Mustafa Denizli ile beraber sistem de değişti. Ertuğrul Sağlam daha farklı bir sistemle oynatıyordu. Mustafa Denizli farklı bir sistemle oynatıyor. Bu savunma hattı sizleri nasıl etkiliyor?
-Her hocanın kendine göre taktiği, oyun anlayışı, futbolcuya bakışı var. Herkeste farklı bir sistem var. Ertuğrul Hoca'nın da, Mustafa Hoca'nın da taktiği farklı tabii ki. Yani biz futbolcular olarak hangi hoca olursa olsun istediğini sahaya yansıtabilmek, sistemine ayak uydurabilmek için çalışıyoruz diye düşünüyorum. Mustafa Hoca'nın geldiği günden beri bize anlatmak istediği ofansif futbolu kabullendirmek, çok pozisyona girmek, atak oynamak, gol yesek de hiçbir zaman bunun önemli olmadığını bilmek… O yollarda daha başarılı olmak gerektiğini bize anlatıyor. Biz de oyuncular olarak bunları yerine getirmeye çalışıyoruz.
-Bu kampta da arkadaşlığın çok ön plana çıkmış olduğunu görüyoruz. Antrenmanları takip ediyoruz. Oteldeki durumu gözlemlediğimizde, hatta burada çalışan personel arkadaşlarla konuştuğumuzda bize Beşiktaş'ın havasının çok başka olduğu söyleniyor. Bu hava ikinci yarıya yansıyacak mı?
-Yansıması lazım artık. Çünkü zaten takımda kamp döneminde stres yoktur. Hani "Arkadaşlık çok iyi, aile havasında" falan derler ya... Çünkü kampta maç stresi yok. Maçtan sonraki ruh halin yok. Bunu sadece kafa olarak, beyin olarak, fizik olarak, güç olarak, kondisyon olarak kendimizi ikinci yarıya hazırlamak için yapıyoruz. O yüzden de her şey çok olumlu olarak gidiyor. En iyi şekilde bunları depolayıp lige en iyi şekilde girebilmek istiyoruz. O yüzden şu anki havamız çok iyi. İnşallah bu lige iyi yansır ve sonuna kadar bunu götürürüz. Her sene şampiyonluğa yaklaşıyoruz. Geçen yıl da kaybettiğimiz iki maç var. O kadar zor deplasmanlardan zor rakipleri yenerek 3 puanla döndük. Ama Gençlerbirliği Oftaş ve Büyükşehir Belediye maçlarını kaybettik. İki maçta 6 puan kaybettiğimiz için şampiyonluktan olduk. Belki bunlar hesapta yoktu. Dediğim gibi bunlar da bize bir tecrübe oldu. İyi bir başlangıç yaparsak iyi gideceğine inanıyorum ben.
-Zapotocny ve Sivok bu sezon takıma gelen oyuncular. Yeni oyuncularla oynuyorsunuz. Zapo ve Sivok'un performansları da beğeniliyor seninkiyle birlikte. Onlarla uyumun nasıl?
-İyi diye düşünüyorum. Her zaman takım kötü gittiğinde defans eleştirilir ama ben bunlara katılmıyorum. Bir takım olarak bakmak lazım olaya. Defansı iki kişi yapmazsınız ki. Bunun sağında da var, solunda da, önünde de, ilerde de var. Onlar top kaptırdığı zaman çok fazla dikkat çekmiyor ama en geride kaptırıldığı zaman veya bir hata olduğu zaman bu göze batabiliyor. Ben geçen yıllarda da bunun çok büyük bir sorun olduğunu düşünmüyordum ama sakatlıklar olduğu zaman tabii ki etkiliyordu bizi. Çünkü uzun bir süre sakat olduğun zaman oyun sistemi de bozuluyor. Yan yana oynadığınız zaman o eksiklik hissediliyor. Ama bu sene yeni katılan arkadaşlarımız var. Önümüzdeki maçlarda daha çok katkıları olacağını düşünüyorum. Dediğim gibi sahaya çıktığımız zaman coşkulu şekilde çıkıyorum. Eğer takım mağlup olursa bir şekilde takımı ateşleyebilmek, ilerde gol atabilmek, takıma en azından umut verebilmek, iyi mücadele etmek, yüksek seviyede konstantre olabilmek gibi şeyleri sahada yansıtmaya çalışıyorum. Son zamanlarda iki tendonumda sakatlık olduğu için bu beni biraz etkiliyor. İkinci yarıda daha iyi tedavi olup gireceğim için yine o istekli, arzulu görüntümü sahaya yansıtacağımı düşünüyorum. Sahaya çıktığım zaman defans oyuncusuyum ama dediğim gibi ilerde, ofansif olarak oynamaktan zevk alan bir oyuncuyum. İleriye çıkmaktan, orta sahada top kazanmaktan, takıma katkı sağlamaktan keyif alıyorum. |
|