İtişip Kakışmadan Rap Nasıl Yapılır? (Basatap)

Yaş : Kayıt tarihi : 01/01/70 Mesaj Sayısı : Yer :

Tarafsız olmanın bile taraf olarak algılandığı, gruplaşmanın ön koşul olarak görüldüğü yerel rap - hip hop camiasına ters düşen, ama tecrübesi ve yeteneği yüzünden camianın da vazgeçemediği Sirhot, tahriklere kapılmama ve sadece müziğiyle var olma mottosuyla ilerlerken, efendi rap’çi olma ya da rap’in efendisi olma arasında bir yerlerde kelime cambazlığı yapıyor.

Club sahnesinin ihtişamını yitirip günlük hayatın bir parçası olmaya başladığı şu sıralar trend tüketicilerinin yeni mecra arayışlarına ışık tutmaya çalışan türlerden biri de hip hop. Akımın geçen sene Ceza ve düetleriyle fitillenmesi akabinde önceleri sesi soluğu çıkmayan rap’çiler teker teker piyasaya dökülmeye başladı. Bunların bir kısmı kıyıdan girip sığ sularda dolanmayı tercih ederken, bazıları da derinlerden gelip su yüzüne çıkıyor. Vurgun yememesine rağmen hafif derinlik sarhoşluğu yaşayan isimlerden biri de rap dünyasının yakından tanıdığı Sirhot. Ankara doğumlu olan ve hayatının ilk yıllarını Almanya’da geçiren MC-prodüktör, İstanbul’a döndükten kısa süre sonra eğitim için Amerika’ya gitmiş ve yedi yılını bilgisayar, grafik ve müziğin temellerini öğrenmek için harcamış. Türkiye’de rap’in kilometre taşlarından sayılabilecek Hayalet ve Narcotic gruplarının kurucusu olan, pek çok bilinen ismin prodüktörlüğü yapan Sirhot, uzun süredir bekleyen albümü Knockout’u önümüzdeki haftalarda piyasaya çıkartıyor.

bstp : Türkiye’ye kesin dönüş kararını nasıl verdin?

Sirhot : Aslında Türkiyeye dönmemin rap’le pek ilgisi yok, orada yaşayamayacağımı anladım. Zaten okul için oradaydım, ‘96 yılı dışında rap’le pek fazla ilgilenmedim. Ben aileme çok bağlıyımdır, sanıyorum geri dönmemdeki en büyük sebep de onlar oldu.

bstp : Rap ile ilgilenmeye küçük yaşta başlamışsın?

Sirhot : Müzikle 10 yaşında başladım ilgilenmeye, çift kasetçalarım vardı o zamanlar. Sevdiğim parçaları kendimce miks yapardım. Sonra heavy metal ve klasik müzik dinledim uzunca süre. Bir gün bir parça dinledim, bir rap parçası ve hayatım, müziğe bakışım, her şey değişti. Dinlediklerimi de taklit etmeye başladım ve rap’e ilk adımımı atmış oldum.

bstp : Türkiye’deki hip hop camiasını nasıl buldun? Beklediğinden iyi ya da kötü müydü?

Sirhot : Ben açıkçası çok şikayetçiyim camiadan. Bizde olayı rap ve Türkçe rap diye ikiye ayırmışlar, kendilerince geliştirmişler ama bence bu müziğin rap’le pek alakası yok. Özellikle 14-20 yaş arası gençlik ne yaptığını ne ürettiğini de pek bilmiyor, yaşla da alakası var sanırım. Pek bir şey üretmiyorlar, üretenlere sataşıyorlar, çok agresifler, bu açılardan dolayı şikayetçiyim.

bstp : Hip hop öz itibariyle fazlasıyla Amerikan kültürü, bizde ne toplumda o ruhu yaşatacak kadar siyah var, ne de basketbol ülkesiyiz. Sence bu kıyafet oturuyor mu üzerimize?

Sirhot : Bizde daha bir hip hop kategorisi bile yok. Ne yarışmalarda ya da genel anlamda müzik kategorilerinde. Dolayısıyla ben de bir yapaylık ve anlaşılmamışlık hissediyorum genelde.

bstp : Hip hop’un agresif yanı nasıl etkiliyor seni?

Sirhot : Ben genelde olaya sadece müzik olarak bakmaya çalışıyorum. Diğerleri özellikle bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama ben o anda ilham veren neyse onun üzerine gidiyorum. Nedir mesela anneme bir şarkı yazdım, ama “doğuştan katil” gibi psikopat havada şarkılarım da vardır. O anda ne hissediyorsam odur yani. Ben politika ve siyasetle de pek ilgilenmiyorum.

“Ceza, Sagopa, Fuat gibi birçok rap’çi ‘diss’ attı bana ama cevap vermeye gerek duymadım. Ama benim iradem dışımda bir grup oluşmuş, “Sirhot tarafında olanlar” diye bir durum var, kulağıma geliyor.”

bstp : Hip hop biraz içe dönük bir müzik; MC’ler topluma bir şeyler anlatmaktan çok birbirlerine laf atmayı tercih ediyor. Senin buradaki duruşun nedir, mensubu olduğun bir grup ya da oluşum var mı?

Sirhot : Yine aslolan müziktir. Ben bakmam kim ne yapmış ne etmiş diye. Mesela “diss” atıyorlar bana. Diss parça bir diğerine laf sokmak için yapılan parça demek. Ben genelde hem rap hayatımda hem de günlük hayatımda dikkatliyimdir. Yanlış yapmamaya çalışırım. Ama yapmadığım şeyleri bile söyleyerek diss atıyorlar bana. Ceza, Sagopa, Fuat gibi birçok rap’çi ‘diss’ attı bana ama cevap vermeye gerek duymadım. Ama benim iradem dışımda bir grup oluşmuş, “Sirhot tarafında olanlar” diye bir durum var, kulağıma geliyor.

bstp : İstanbul’da ya da Türkiye’de Amerika’daki gibi bir “east coast - west coast” durumu var mı?

Sirhot : Yaptılar tabii öyle de bir şey, geri kalmadılar. Kadıköy - Bakırköy yaptılar. Ortada da hiçbir şey yok. Sırf bu da olsun diye iki yaka birbirini düşman saydı. O kadar anlamsız ki.

bstp : Bu durumdan Türkiye’deki rap ve hip hop’un biraz şişirme olduğu sonucu çıkar mı?

Sirhot : Yani Amerika’da ne varsa hadi biz de yapalım diyorlar, kıyafetler de özenti zaten. Giyiniyor bol pantolonu, diyor ki ben rap’çiyim. Evde iki tane dandik demo yapmış bozuk mikrofonla, geziyor ortalıkta albüm çıkartıyorum diye. Bana yılda 150-200 tane demo geliyor, örneğin bu yıl içlerinden sadece iki tanesini beğendim.

bstp : Ceza ile beraberliğiniz hangi döneme dayanıyor?

Sirhot : Amerika’dan 2000 yılında geldim, o beni biliyordu daha önceden. DJ Walkie benim çok yakın arkadaşım, o da Walkie’ye gidip geliyordu. Geldiğimde benimle tanışmak istedi. Nefret’in albümü için benden parça yapmamı istedi. O dönem sıkça beraber çalıştık. Sonra da beraberliğimiz sürdü. “Med-Cezir” albümünün kayıtlarını, edit, mastering ve mikslerini yaptım, içinde de söyledik. Sonra askere gittim.

bstp : Ceza bu çıkışı yapmasaydı onun yerine sen çıkacaktın gibi bir şey duymuştum, aslı var yani?

Sirhot : Mutlaka öyle olurdu. Yani ben gerçekten bu işi çok iyi yapıyorum. Ceza bile eskiden kendisinden iyi görürdü beni, her konuda olmasa da senin gibi olmaya çalışıyorum derdi. Ama şimdi çok iyi bir yerde, dolayısıyla kıyaslama yapmaya gerek yok bence. Dinleyenler de kimin ne kadar iyi olduğunu hangi seviyede olduğunu anlıyor zaten. Mesela Burcu Güneş benimle düet yapacaktı, kendisi bir TV programında söylemiş bunu, Sirhot olmadı Ceza ile yaptık diye. Ceza’nın da bu seviyeye gelmesinde bu düetlerin büyük payı oldu. Askerde olmasaydım muhtemelen ben yapacaktım ve ön planda olacaktım. Biraz da şans işi tabii. Onun adına seviniyorum gerçekten.

bstp : 2000 yılında döndün Türkiye’ye, askerlik dışında albümün çıkması için bu kadar beklemenin sebebi doğru zamanı yakalamak için miydi?

Sirhot : Narcotic albümünü 2002 yılında çıkardım aslında. Ama o dönem albümü yayınlayan Hammer Müzik pek fazla ilgilenmedi, tanıtımını yapmadı yeterince. Dolayısıyla durdu öyle raflarda. Albümde yer alan ‘Her Yeni Gün’ adlı parçanın klibi de yeni yeni yayınlanmaya başladı, Dream TV’de dönüyor şu sıralar. Nazan Öncel’le de bir şeyler yapacaktık, çok uzun süre onu bekledim. Sonra baktım ki bir şey olmuyor gidip kendim çıkardım Narcotic albümünü.

bstp : Gerçek sıkıntılarla boğuşmanın müziğe ve anlayışa yansıması sanırım?

Sirhot : Sözlerden bahsediyorsan orada da şöyle bir durum var benim açımdan; kimisi şiirsel olsun süper olsun diye çok uğraşır, ben de yazabilirim o şekilde ama bazen öyle bir hece ölçüleri buluyorum ki, tam ritmin üstüne mesela “a” harfi şuraya denk geliyor “t” harfi şuraya denk gelecek gibi. Çok uğraşıyorum bunlarla. Tabii her zaman uygun kelimeyi de bulmak kolay olmuyor. Çok güzel bir kelime bulmuş olsam da uymuyorsa eş anlamlısını kullanmak durumunda kalabiliyorum. Benim derdim daha çok kulağa nasıl hoş gelir, müzikle nasıl uyar yönünde.

bstp : Türkçe’yi rap için uygun bir dil olarak görüyor musun?

Sirhot : Aslında her dilde rap yapılır ama ne kadar uğraştırdığına bağlı. Mesela ben İngilizce rap yaparken 10 dakikada ritme güzel oturan sözü Türkçe’de yarım saatte buluyorum. Aslında uygun değil ama millet zannediyor ki uygun. Gramer de çok farkediyor, yeterince rahat hareket edemiyorsun. Eş anlamlıların azlığı da önemli rol oynuyor.

bstp : Geçen sene hip hop oldukça yükseldi, Ceza’nın da etkisiyle, şu sıralar biraz daha durulmuş gibi görünüyor. Erken değil mi inişe geçmek için?

Sirhot : Hiç rap albümü çıkmadı ki. Haftada üç-beş tane pop albümü çıkıyor, senede iki tane rap albümü çıkıyor. Başka türlüsü de beklenemezdi zaten. Rap yapacak adam hem az hem de o az olanların içinde de rap yapabilecek pek adam yok. Benim son zamanlarda gördüğüm bir tek Karargah var, oldukça yetenekliler.

bstp : Digitalmix’ten bahsedelim biraz, “rap stüdyosu” ne demek?

Sirhot : Hücum kayıt yapılmayan, yani davul gitar kaydı olmayan, sadece rap üzerine yoğunlaşmış, rap müziğin üretildiği stüdyo demek. Rap dersleri de veriyordum burada daha önce.

bstp : Rap dersi nasıl oluyor?

Sirhot : Söylemeyi öğretiyorum çoğunlukla, ritim yapılarını anlatıyorum, söz yazarken nelere dikkat edecekleri... Hiç bilmeyene öğretmiyordum ama hevesli olanlara, biraz bir şeyler yapabilenlere öğretiyordum. Ama şimdi bıraktım.

bstp : Yeni çıkacak olan “Knockout” albümünden bahsedebilir misin biraz?

Sirhot : Plak şirketi bana çok fazla hüzünlü ve sert dedi albüm için. O yüzden biraz daha heyecanlı iki parça daha istediler, 50 Cent havasında. Aslında eğlenceli işler de vardı ama dinleyenler pek yakalayamadı herhalde o modu.

bstp : Parçalarında keman, elektro gitar gibi hip hop’da pek kullanılmayan öğelere yer vermişsin, farklı olmak için mi yaptın?

Sirhot : Ben aslında her şeyi ilk yapmak istiyorum. Kemanı çok seviyorum o yüzden mutlaka keman olsun istedim, çok da güzel yakıştı. Elektro gitar da bazı parçalara çok iyi uydu ve kullandım. Sınırlamaları ve kalıpları sevmiyorum. Müziğe uymuşsa kalmalı bence. Melodik parçalar da var albümde, rap’le hiç alakası olmayan.

bstp : Amerikalılar şu sıralar hip hop’da oryantal tınıları keşfettiler ve bolca kullanıyorlar, bizde nasıl durum?

Sirhot : Ben çok üzülüyorum bu olaya, adamlar onu bile bizden önce keşfettiler ve kullanıyorlar. Bizde de aslında daha önce kullanıldı ama yeni bir şey olmadığı için çok fazla ilgi görmedi. Bir de özentilik had safhada olunca elindeki malzemeye burun çevirebiliyor insan, onu keşfetmeye çalışmaktansa. Amerika’da Orhan Gencebay’ın bir parçasından bile sample almışlar diye duydum.

bstp : Albümde beraber çalıştığın isimler var mı?

Sirhot : Yonca Evcimik var, onun dışında yeni ve yetenekli rap’çiler var, onlara da yer verdim. Miss Lea var mesela Avusturya’da yaşıyor ama Türk, ayrıca Nehir diye bir arkadaş var. Ceza vardı birkaç parçada ama Hammer’la aram iyi olmadığı için kullanmamayı düşünüyorum. İsimlerin hepsi kesin değil mutlaka yenilere yer vermek, yol göstermek istiyorum. Bir de Türkiye’de tanınan bütün rap’çilerin yer aldığı bir parça var, olabilirse onu da koymak istiyorum.

bstp : Plak şirketi kurmayı düşünüyor musun?

Sirhot : Aslında çok istiyordum, hatta ufak bir firma bile kurdum Sirhot yapım adında. Sadece rap yayınlayan bir plak şirketi de kurmak istedim ama Türkiye’deki rap’in durumu buna pek el vermedi. Maddi yeterliliği de sağlayamayınca vazgeçtim.

bstp : Digitalmix stüdyosunda prodüksiyonları hazırlanacak yeni isimler var mı?

Sirhot : Barikat grubunun kurucusuna yeni bir solo albüm hazırlıyorum şu anda. Raptiye diye bir çocuk var onun albümü yeni bitti, Fuat’ın şirketinden çıkma ihtimali var. Çok iyi bir albüm oldu, Ceza da var bir iki parçada.

bstp : Evde kendi başına demo hazırlamak isteyenler için tavsiye edebileceğin yazılım var mı?

Sirhot : Fruity Loops diye bir program var, doğrudan rap için değil ama çok güzel bir program. Daha basit olan Acid var. Bir de Hip Hop E-jay diye bir program var ama çok hazır içindeki sesler, yaratıcılık pek sergilenemez, ama üstüne söylenecek bir alt yapı rahatlıkla yapılır. Kullanabilen varsa Reason kullansın, son nokta o ama ben bile o kadar girmedim çok karmaşık.

bstp : Son olarak aldığın ödüllerden bahsedebilir misin?

Sirhot : Her yıl yapılan Hip Hop Oscarları diye bir organizasyon var. Barikat grubunun özellikle ilgilendiği ve koşturduğu bir organizasyon. Hazırladığım bir toplama albüm vardı, o albüm yılın en iyi toplama albümü seçildi. Aynı sene yılın en iyi hip hop prodüktörü ödülünü aldım. 2003’te askerdeyken beni aday göstermişler, yılın rap şarkıcısı ödülünü aldım. Ama benim için en anlamlısı Hip Hop Onur Ödülü oldu. O kadar insan varken beni seçmelerine çok sevindim ve onur duydum.

Umut Eroğlu / Fotoğraflar: Aslı Girgin - Ebru Ahunbay
Basatap // Eylül 2005

Tıkla !